Open top menu
10 Şubat 2018 Cumartesi
Sen Kimseyi Sevemezsin



Hani bazi sarkilar vardir ya,

Dinledigin anda- her nerde olursan ol- midene islenir, bak kalp deil mide dedim, hafif bi gastrid sancisi olarak baslayip tum dahili bellegini taratir.

Bu sarkiyi Muzeyyen’den ilk duydugumdaki hislerim tam olarak buydu. Belki de o filmi bu yuzden cok seviyorum.

Filmde adam askin sacmaligindan bahsediyordu. Kiz da basip gidiyordu.

Sonrasinda bu sarki benim her raki masama eslik etmeye basladi. Disardaysak istek, evdeysek mutlaka youtubedan dinlenirdi. O kadeh icilmeden illaki masaya vurulurdu. Yanimda istedigimden de degil aslinda, andigimdan o an icin, dudagimin kenarindaki o ufak gulumsemeyle birlikte kaldirirdim kadehimi.

Hayatimin her doneminde bi adama adadim bu sarkiyi, farkli farkli adamlar yine beni sevememislerdi.

Sevemiyolar, beceremiyolar, halbuki niye sevemesinler ki beni? 

Aslinda sevmek cok basit bir eylemdi, dusunsene, hayatinda nefret ettigin kac kisi var ki? Insan dogasi sevmeye programli, bu bir ihtiyac aslinda.

Ama yok onlar beni yine de sevemedi diye dusundum hep. Mal lan bunlar, ben sevilmez miyim?

Sonra dusundum, ben de Monaco dusesi degilim ya, insanim en nihayetinde. Ne guzel buklelerim var, ne de duzgun bir burnum. Bir de dengesizim, biraz da huysuz. 

Ama yine de Kizimm bosver zaten yanina hic yakismiyodu dediler, hem de hepsinin arkasindan. Bu biraz rahatlatti ama ee sonuc?

Dun biraz asabim bozuldu.. Hani aniden bi aydinlanma yasarsin ya gecenin bi yarisi cok alakasiz bi sekilde, gozlerin acilir birden, harbi lan dersin..

Aynen o oldu iste..

Bi an icin sadece sunu dusundum: enayilik bende olabilir mi acaba? Her raki masasinda dinledigim bu sarki aslinda benim icin mi caliyordu?

Aslinda sevemeyen ben miydim tum bu adamlari? Sevginin katili, askin izdirapcisi ben miydim acaba? 

Aksi takdirde dunyanin tum lavuklarini bulmus olmam gerekiyo ki bu daha dusuk bi ihtimal sanki.

Tum bu yiprattigim hayatlar tamamen bencilce isteklerimden ibaret olabilir mi? 

Karma is a bitch, ben mi uzdum acaba, yok lan hepsi mutlu yazmisim onceki yazilarda da belki de degillerdir.

E ben de degilim, kim kazanio o zaman?

Baslarim boyle hayatin izdirabina.

Gittim.

Bikadin


Devamını Oku
2 Şubat 2016 Salı
Jetgillerde Yasamak Istiyorum




Cok garip be! 

Birini seviyosun, hani bi de zor begenip, onca hıyarın arasından eleyip de seviyosun. 

Sosyal açıdan, kültürel açıdan, eğitimsel açıdan, ailevi açıdan, ekonomik açıdan falan derken süzgecte kalan tek pirinç tanesini seviyosun.

Baska seçim şansın yok diye mi o, onu sorma bana ama seviyosun abi adamı.

Tüm bu denkliklerin içinde bir hayat hayaliyle seviyosun. Yastığa koyduğunda kafanı, evini nasıl döşediğini diil, boya yaparken ne kadar eğleneceğini hayal ediyosun. Seni istemeye geldiklerinde nasıl geçeceğini diil, acı kahveyi içtiğindeki suratının şeklini hayal ediyosun. Doğum yaparken yanı başında elini tuttuğundaki "dayan" bakışını, kızınla kanepede uyuyakalmışkenki huzuru düşlüyosun.

Bildiğin kendin yazıp kendin yönettiğin romantik komedi çekiyosun!

Ama sora o gidiyo, ya da sen gidiosun işte ne farkeder..

Ama kafamı kurcalayan şey şu ki;

Bu hayallere kaç kişi sığar ki? Hepsiyle aynı hayali kuracaksam kim olduğunun ne önemi kaldı? 

Garip olan, tüm bu hayallerin sahiplerinden telefonda bloklu numaralardan başka bişey kalmadı. Olm dün çocuğumun babası dediğim adam bana dünyaları serecek olsa bana ulaşma şansı yok.

Uff, herşey çok değersizleşti ve kalp çok yoruldu beyler.

Bikadin
Devamını Oku
16 Aralık 2015 Çarşamba
Bu da mi gol degil



Sozun bittigi yer aslinda soylenecek en cok seyin oldugu zaman. 

Aslinda en cok konusman, en cok yazman, en cok kusman gereken zaman icindekileri. 

Hayat cok garip, tam da mutlu olmaya baslayinca hatirlatiyor kendini. Tam da guzel gunler gormeye baslayinca sapliyor okunu en hassas karnina. Bazen kalbine, bazen aklina. 

Dusundugun zaman aslinda hepimizin vermesi gereken sinavlar, sinanmasi gereken iradelerimiz var. Kimi erken yasta ailesini kaybeder, kendi basina varolusu sorgulanir, kimi hayati boyunca ekmegi icin, kimi ozgurlugu icin. Hepimiz sinaniyoruz, olumden sonra aramamak lazim cenneti cehennemi, ikisinin de tam ortasindayiz her gun, her saat.

Hayat her zaman secimlerimizden ibaret oldu, sonuclarina hep kendimiz katlandik. Kelebek etkisini bilir misiniz? Iste hayattaki her secimimiz, onumuze gelen hersey minicik bir etkiden oldu. Yada iste olucagi varmis da diyebiliriz. Ama her zaman icin secim sansimiz oldu, bu degil miydi zaten insani hayvandan ayiran en belirgin ozellik, bilincli olmak? Peki simdi bu isyan niye peki, kime?

Insan her zaman uzak oldu kendine, kendini, varolusunu sorgulamayi hep erteledi. Cunku hep yapacak daha eglenceli seyler vardi ve kendinle yuzlesmek got isterdi. Ama bu apayri bir konu.

Sonuc olarak yazacak bu kadar sey varken, soylenmesi gerekip de yutulan bu kadar cumle varken, biliyorum sacmaliyorum. Icim bu kadar acirken kelimeler birlesmiyor. Ama hayat bu, aciyla olgunlasan, ogrenen bizler bunlari yasamaya mahkumuz. Onemli olan deneyimlemek yemin ederim ki oyle. Su an oldugunuz kisiligi iyi ya da kotu, hep hayatimiza girenlere borclu degil miyiz? Hepsiyle biraz daha buyumedik mi? Daha cok susup daha cok dusunmedik mi?

Eserinizi begenmeniz dilegiyle.
Devamını Oku
5 Ekim 2015 Pazartesi
Iliski Zor Zanaat





Kim ne derse desin erkekler kadınlardan daha bencil!

Tip, yaş, ırk fark etmeksizin benciller. Obezi de keli de, zengini de fakiri de benmerkezci. Bunlardaki özgüvenden ben de istiyorum. Kendilerini bir Prens Charles, bir Monaco Prensi görme tripleri nedir anlayabilmiş değilim.

Yıllarca kadınlara zor yaratıklar dediniz, anlamıyoruz dediniz. Siz nesiniz ki Allahın egoist bencilleri?

Adamlara istemedikleri hiçbir şeyi yaptıramıyorsun mesela. Kezbanlıktan değil valla, Angelina Jolie de olsan yaptıramıyorsun. Ulan ben o kadar emek veriyorum bu ilişkiye, sanki ben senin çamaşırlarını yıkamaktan özel zevk alıyorum anasını satıyım, evini topluyorum, gideceğin yere bırakıyorum falan da mazoşistim ondan ama. Ama yok sadece benim istediğim bir şeyi yapmak söz konusu olduğunda zart diye hayırı alıyorum.

Hayır ben sorarım bu özgüven nereden geliyor sana canım benim? Yani hiçbirimiz vazgeçilmez değiliz de sendeki bu havalar çok da hayra alamet değil.

Bir erkekle aynı ev içerisinde oturma sınırı 12 saat falan olmalı. Arkasından iş boka sarıyor. Adamı sevsen de her şeyden kavga çıkıyor. Normal aslında, insan bir şeylerle meşgul olmalı. İşsiz kalanların yaptığı ilk iş sevgiliye sarmak olur ya bu da öyle bir şey galiba.

Her şey neden bu kadar zor olmak zorunda ki? Nolur ki biraz da bizim istediklerimiz olsa? Sana kalk benim için evi temizle de demiyorum ki be adam. Ufak tefek istekler reddedilince insan daha büyüklerini istesem nolur acaba diye düşünmeden edemiyor.

Hayat uzun, yolculuk zorlu. Yanında ne pahasına olursa olsun duracak bir insan bulmak bu kadar zor olmamalı. Hayat sırf istediklerini yapacağın bir oyun odası olmadığını öğretemedi mi daha? Nerede kaldı sırf başkalarını mutlu etmek için yapılan fedakarlıklar? Hadi gel çocuk yapalım demedim ya. Alt tarafı 10 dakikalığına o ipadi elinden bırak da gel benimle vakit geçir dedim.

Eski aşklar geldi sonra aklıma. Öyle çok da uzak değil, anne babanıza bakın anlarsınız ne demek istediğimi. Yani hayali romantik-komedi tadındaki masallardan bahsetmiyorum.

Adamların gözünde nasıl da kıymetliymiş kadınlar. Elini tutabildin mi diye sorarlarmış birbirlerine. Olaya bak, elini tutmuş muymuş? Şimdi her şey ne kadar da değersizleşti. Şimdikiler kaç gittin diye soruyor.

Üff canım sıkkın, yazasım yok da sırf tripten oturdum pc başına işte. O koltukta tv izlerken ben de buradayım işte. Aynı ev içinde birbiriyle konuşmayan insanlar. Sanırsın ergeniz.

İçim daralıyor, canım sıkılıyor, anlatabiliyor muyum?


Bikadin
Devamını Oku